Şehrin Lezzeti Genel Yayın Yönetmeni Bülent Vural, Taze Çiftlik Avokado’nun kurucusu Ayşegül Arıcı Cingöz ile buluştu. Alanya’nın bereketli topraklarında başlayan bu hikâye, avokado üretimiyle sağlıklı gıdaya olan bağlılığın güçlü bir örneği. Bu söyleşide, Taze Çiftlik Avokado’nun doğallık yolculuğunu, üretim sürecinde karşılaştığı zorlukları ve geleceğe dair planlarını konuştuk.
“Avokado ağacını bir bebek gibi koruyup büyütmek gerekiyor. En zoru ise 5 yıl boyunca karşılıksız bakım vermek.”
Taze Çiftlik Avokado olarak avokado üretimine nasıl başladınız ve bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi?
Antalya’nın Alanya ilçesinde, çiftçi bir ailenin çocuğu olarak bahçede büyüdüm. Annem ve babam köyde büyümüş ve bahçe işlerinde oldukça iyiler. Bahçeli bir eve taşınmamızla birlikte, ailem avokadoya ilgi duymaya başladı ve denemek için evimizin bahçesine birkaç fidan ekti. Bahçede zaten narenciye ağaçları vardı. Zamanla değeri düşünce, babam bizleri okutmak ve ileride katkı sağlamak amacıyla avokado üretimine yöneldi. İlk zamanlarda çok kıymetli değildi; ancak lezzetini sevdiğimiz için üretime devam ettik. Zamanla avokado popüler oldu ve bölgemizde bahçesi olan herkes bu meyveyi yetiştirmeye başladı. Birkaç fidan bile olsa mutlaka ekiyorlardı. Ancak avokado hem meyvesi hem de ağacı çok hassas olduğu için herkesin bu üretime devam edecek gücü yoktu. Nedenini anlamadan ağaç birden hastalanıp kuruyabilir veya hava şartlarına bağlı olarak aşırı soğuk ve sıcaktan etkilenebilir. Avokado ağacını bir bebek gibi koruyup büyütmek gerekiyor. En zorlu tarafı ise, avokado ağacının en az 5 yıl sonra birkaç meyve vererek hasada hazır hâle gelmesi. Bu süre boyunca karşılıksız bakım vermek zorundayız. Ağaç, en verimli çağına 7-8 yıl sonra ulaşıyor. 5 yılın sonunda ağacınız hastalanıp kurursa, emekleriniz boşa gitmiş demektir. İşte bir üretici için en zor olan budur. Başlarda dilinden anlamadığımız avokado, şimdi gözbebeğimiz. Defalarca deneme yanılma ve birçok ağaç kaybından sonra, sonunda avokadonun dilini çözdük. Evimizin bahçesinin dışında, atıl durumda olan bir araziyi babam çiftliğe dönüştürdü.
Şimdi yüzlerce avokado ağacımız var. Ayrıca incir, badem, erik, zeytin, limon, kamkat ve daha birçok çeşit bu bahçede yetişiyor.
Bahçenizde hangi avokado çeşitlerini yetiştiriyorsunuz ve bu çeşitlerin birbirinden farkları nelerdir?
Bahçemizdeki avokado çeşitleri; Bacon, Fuerte, Clifton, Zutano, Ettinger, Pinkerton, Hass, Reed, Wurtz ve yabani çeşitler. Bir de bebek avokado var, ama ayrı bir çeşit değil; Fuerte ile aynı ağaçta yetişiyor.
Avokadoların birbirinden farkı, öncelikle mevsimlerinin farklı olmasıdır. Avokado sezonu, erkenci dediğimiz Clifton ile Ağustos ayında başlar. Diğer çeşitlerle Haziran ayına kadar gönderim devam eder, ama bizde erkenden tükeniyor. Bir diğer fark ise çeşitler arasındaki yağ oranı miktarıdır. En az yağlı çeşit Clifton iken, en yağlı çeşitler Fuerte ve Hass’tır.
Tüketici, damak tadına göre tercihler yapabilir. Her çeşit besleyici ve sağlıklıdır.
“Bilinenin aksine, avokado üretiminde pestisit kullanılmaz çünkü ihtiyaç
duymaz. En kritik nokta, sulamanın düzenli olmasıdır.”
Doğal üretim yöntemlerinizi biraz daha detaylandırabilir misiniz? Kimyasal gübre veya pestisit kullanıyor musunuz?
Doğal üretim yöntemlerinin uygulanması, henüz meyve vermeden, fidan aşamasında başlıyor. Avokado, hassas bir bitki olması nedeniyle dikimden hemen sonra tarımda kullanılan özel bir tül ile koruma altına alınıyor. Bu sayede fidan, hem sıcaktan hem soğuktan hem de olası fırtına durumunda kırılmaktan korunuyor. 2 yıl boyunca bu şekilde bakımı devam ediyor. Sonrasında fidan tülden çıkarılıyor ve bu sefer sıcaklardan korunması için yaz aylarında doğal tarımda oldukça sık kullanılan kaolin kili ile adeta beyaza boyanıyor. Kaolin kili, güneş yanıklarından koruyor. Avokado ağacı çok gevrek bir yapıya sahiptir. En küçük bir baskı veya rüzgârda bile “çıt” diye kırılabilir. Bu sebeple bahçede mutlaka uzun yapılı ağaçlardan oluşan doğal rüzgâr kıranlar bulunmalıdır. Selvi gibi uzun ağaçlar tercih edilebilir.
Avokado, kökleri yüzeyde olan bir bitkidir. Yanmış hayvan gübresini sever; biz de bahçemizde en çok hayvan gübresi kullanıyoruz. Avokado suyu çok sevmesine rağmen, dibinde su birikmesi durumunda kökleri çürür ve ağacı kaybedebiliriz. Bunu önlemek için damlama sulama sistemine belirli aralıklarla kekik suyu ilave ediyoruz.
Bilinenin aksine, avokado üretiminde pestisit kullanılmaz çünkü ihtiyaç duymaz. En kritik nokta, sulamanın düzenli olmasıdır. Sulama düzensiz olursa, meyvelerde hastalık oluşabilir ve erkenden dökülebilir.
Sezon sonu yaklaştığında avokado üretiminiz nasıl etkileniyor ve bu dönemde müşterilerinize hangi ürünleri sunuyorsunuz?
Sezon sonunda bahçe bakımları yapılması gerekir. Vaktimiz çoğunlukla bahçede geçiyor; sıcaklarla birlikte bu süreç oldukça yorucu oluyor. Biz de satışlara kısa bir ara verip hem dinlenme hem de ayrı bir çalışma dönemine geçiyoruz. Bahçemizde çıkan sezonluk sebze ve meyvelerin kısa süreli gönderimini yapıyoruz.
Avokado dışında hangi mevsim meyvelerini yetiştiriyorsunuz ve bu ürünlerin üretim süreçleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Avokadodan sonra en çok zeytin ağacımız var. Zeytinler oldukça dayanıklı olduğu için fazla bakım gerektirmiyor. En zor kısmı ise zeytin hasadı; asıl iş burada başlıyor. Sonrasında incir, limon, portakal, kamkat ve ceviz üretimi yapıyoruz.
Aslında bahçede birçok çeşit mevcut, ancak ticari amaçlı olarak sadece avokado üretimi yapıyoruz.
Diğer çeşitlerden ise kendi ihtiyacımızdan fazlasını satışa sunuyoruz.
Önceliğimiz, kendi ailemizin dışarıya bağımlı olmadan kendi kendine yetebilmesidir.
Müşterilerinize taze ürünleri nasıl ulaştırıyorsunuz? Paketleme ve dağıtım süreçleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz?
Taze ürün ulaştırmak oldukça hassas bir iş. Günlerimizi hasat, paketleme ve kargo ola-rak ayırarak işin üstesinden gelebiliyoruz. Çoğunlukla kargodan önceki gün hasat yapıp, ertesi gün bekletmeden gönderim sağlıyoruz. Avokado, olgunlaşmadan en taze haliyle tüketiciye ulaşması gereken bir meyvedir. Beklememesi çok önemli.
Sipariş sayısı kadar hasat yapıyoruz ve kalan meyveler sezon sonuna kadar ağaçta bekliyor. Bu süreçte herhangi bir doğal afet yaşanmaması en büyük temennimiz. Onun dışında, dalında bekleme sürecinde çatlama, olgunlaşma ve kuş yemesi gibi durumlar yaşanabiliyor. Bu ürünler tüketiciye gitmiyor; yakın çevremizdeki komşularımız ve sevdiklerimizle paylaşıyoruz.
Sosyal medyada paylaştığınız avokadolu lezzetler serisi hakkında daha fazla bilgi verebilir misiniz? Bu tarifleri nasıl geliştiriyorsunuz?
Bu tarifleri bazen kendim geliştiriyorum, bazen de müşterilerim öneriyor. “Ayşegül Hanım, yeni bir lezzet keşfettik, siz de deneyin!” gibi dönüşler alıyorum ve çok mutlu oluyorum.
“Kendi kendimin doktoru oldum. Doğru beslenmeyi keşfettikten sonra iyileştim.”
Gelecekte Taze Çiftlik Avokado olarak hangi yenilikleri veya projeleri hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?
Misyonum, kaynağını bildiğim güvenilir ve temiz gıdayı hem kendim hem de müşteri-
lerime sunmak. Lise ve üniversite döneminde birtakım mide ve cilt rahatsızlıkları geçirdim. Gezmediğim hastane kalmadı. Bu süreçte, rahatsızlığımın tükettiğim besinlerden kaynaklandığını, üzücü tecrübelerim sonucunda kendim keşfettim. Bu zamana kadar hiçbir doktor, besinlerden kaynaklı hastalıklardan bahsetmedi. Uzun yıllar öğrenci yurdunda kaldım ve yemek seçme imkânım yoktu. Ne zaman besinleri seçip doğru pişirme tekniklerine geçtim, işte o zaman iyileştiğimi gördüm. İyileşmek, her açıdan beni iyi hissettirdi.
Yaşadığım bu tecrübelerden sonra, hastalıkları tekrar yaşamamak adına kaynağını bilmediğim ve şüphe duyduğum gıdalardan uzak durdum. Sonra misyonumu ortaya koydum ve üretime bu yönde ağırlık vermek istedim. Şu an bu hastalıkları yaşamıyorum; Kendi kendimin doktoru oldum. Doğru beslenmeyi keşfettikten sonra iyileştim.
Oğlumun dünyaya gelişi, hayatımızı bambaşka bir yöne taşıdı. Gıda konusunda zaten seçiciyken, oğlum Ufuk’un alerjik olması, gıda konusundaki hassasiyetimi ikiye katladı. Bunun sonucunda, oğlumun da çok severek tükettiği meyve cipsleri gibi sağlıklı atıştırmalık grubuna yöneldim. İçeriği tertemiz ve kendi bahçemizden muhteşem ürünler çıkarmaya başladım. Ufuk’un sayesinde, sağlıklı atıştırmalık grubu üretime ağırlık vermeyi planlıyorum.
Bizler gibi hassasiyeti olan tüketicilerin, gönül rahatlığıyla ve dilediğince atıştırma yapabilmesi beni çok mutlu eder.
Editörün Notu: Ayşegül Arıcı Cingöz’ün doğal tarım tutkusu, yalnızca ailesi için değil, sağlıklı gıdaya ulaşmak isteyen herkes için ilham verici. Taze Çiftlik Avokado, sadece bir üretim alanı değil, bilinçli tarımın ve temiz gıdanın mümkün olduğunu kanıtlayan bir yaşam felsefesi.
Gelecekte sağlıklı atıştırmalıklarla daha fazla insana ulaşmayı hedefleyen Cingöz, hem oğluna hem de tüm tüketicilere en doğalını sunmaya devam edecek.